-
Gün batımı Palandöken’in yüzünden süzülürken tempo kendiliğinden yavaşlıyor; karın üzerinde çizilen hatlar yerini şehir ışıklarına bırakıyor. Kayak maskesi çıkarılıyor, nefesler dengeleniyor; Erzurum’un kuru soğuğu yanakları tatlı tatlı yakıyor. Tam o anda akşamın tonu beliriyor: önce ısınan bir ruh, ardından keşfe açılan bir şehir.
Pist kapanırken rota Hotel Noém’e çevriliyor. Lobiye girildiğinde sıcak yüzler ve dingin bir atmosfer karşılıyor; kalın paltolar askıya bırakılıyor. Resepsiyonda akşam planı birkaç cümlede netleşiyor, ertesi günün ulaşımı organize ediliyor, kayak planları yapılıyor; sabahın ritmi şimdiden kurulmuş oluyor. Dışarı çıkmadan önce kısa bir mola için birinci kattaki şöminenin önüne yerleşiliyor; sıcacık atmosferde satranç oynanıyor ya da otelin kürasyonlu kitaplığından seçilen bir romanın ilk sayfaları açılıyor. Bu ana bizim önerimiz: bol köpüklü bir Türk kahvesi.
Lezzet için Erzurum, iştahı hiç yarı yolda bırakmıyor. Yerel mutfağın güçlü karakteri hafif dokunuşlarla dengeleniyor; paylaşım tabaklarıyla başlayan sofralar sohbetle uzuyor, yoğun geçen günün ardından “hafif ama tatmin edici” seçimler rahatça yapılıyor. Finalde kadayıf dolması doğru sıcaklıkta geliyor, dışı çıtır kalırken içi zarifçe şerbeti tutuyor; tek lokmada günün özeti gibi bir denge yakalanıyor. Cağ kebabı için Gel Gör ya da Muammer Usta’da ateşin başında hızlı bir servis alınıyor; ardından kadayıf dolmasında çıtır ve şerbet dengesi iyi kurulan bir adresle finale yürünüyor. Daha sakin bir akşam tercih edildiğinde Noém ekibi yerel mutfakla modern yorumu buluşturan seçenekleri tek tek sıralıyor; menüler paylaşım tabaklarıyla daha sosyal akıyor, yoğun bir günün ardından “hafif ama tatmin edici” seçimler yapılabiliyor.
Şehirde kısa bir yürüyüş iyi geliyor. Taş mimarinin ışıkla parladığı hat üzerinde Yakutiye Medresesi’ne uğranıyor, avluda kısa bir fotoğraf molası veriliyor; ardından Taşhan’da oltu taşı atölyelerine bakılıyor, küçük ama anlamlı bir hatıra seçiliyor. Dönüşte merkezde sakin bir lounge ritmi bulunuyor; sohbetin akışı şehrin temposuna uyuyor. Gece uzatılmak istenmiyorsa yeniden Hotel Noém’e dönülüyor; şömine başında satranç kaldığı yerden devam ediyor ya da kitaplığın başka bir seçkisi açılıyor.
Akşamın sonunda ritüel tamamlanıyor: ekipmanlar odaya taşınmıyor, Noém’in kayak odasına bırakılıyor; sabah için pist planı kısaca gözden geçiriliyor. Her şey yerli yerine oturmuş oluyor. Erzurum’da après-ski böyle yaşanıyor: içi ısıtan küçük ritüeller, şehirle kurulan kısa ama güçlü bağlar ve Hotel Noém’in zarif akışı.
Küçük, sıcak bir not: kış döneminde, otele dönüldüğünde şef dokunuşuyla hazırlanan özel sahlep misafirleri bekliyor. Kar dışarıda parıldarken fincandan yükselen tarçın kokusu, Palandöken gününün en zarif kapanışı oluyor.